Demir Kubbe Nedir, Nasıl Çalışır? İsrail’in Savunma Sistemine Dair Merak Edilenler
Orta Doğu'da tırmanan İran–İsrail gerilimi, bölgede askeri hareketliliği artırırken, kamuoyunun gündeminde savunma sistemleri de ilk sıralarda yer almaya başladı. Özellikle İsrail’in geliştirdiği Demir Kubbe (Iron Dome) hava savunma sistemi, hem sosyal medya platformlarında hem de internet aramalarında sıkça gündeme geliyor. Peki Demir Kubbe nedir, nasıl çalışır, kaç adet sistem aktif durumda ve nerelerde konuşlu?
Demir Kubbe Nedir?
Demir Kubbe, İsrail tarafından kısa menzilli füze, roket ve havan saldırılarına karşı geliştirilen gelişmiş bir hava savunma sistemidir. İsrail’in Rafael Advanced Defense Systems firması tarafından geliştirilen bu sistem, 2011 yılından itibaren aktif olarak kullanılmaya başlandı. Sistem, özellikle Gazze Şeridi’nden ve Lübnan sınırından İsrail’e yönelik roket saldırılarına karşı sivil yerleşim bölgelerini korumak amacıyla hizmet veriyor.
Sistemin Temel Bileşenleri Nelerdir?
Demir Kubbe üç ana bölümden oluşur:
Radar Ünitesi: Yaklaşan füze veya roketi tespit eder.
Komuta ve Kontrol Merkezi: Tehdidin rotasını analiz eder ve imha gerekip gerekmediğine karar verir.
Fırlatma Ünitesi (Tamir Füzeleri): Tehdit oluşturan hedef, yerleşim bölgesine yönelmişse, önleme füzeleri devreye girerek saldırıyı havada imha eder.
Bu sistemin dikkat çeken özelliği ise yalnızca yerleşim birimlerini tehdit eden roketlere karşı devreye girmesi. Eğer radar analizinde roketin boş bir araziye düşeceği belirlenirse, sistem füzeyi hedef almadan izlemeye devam eder.
Nerelerde Konuşlu?
Demir Kubbe sistemleri, İsrail’in özellikle tehdit altındaki sınır bölgelerinde ve büyük şehirlerin çevresinde konuşlandırılmış durumda. Gazze Şeridi çevresi, Lübnan sınırı, Tel Aviv, Aşkelon, Beer Şeva ve Hayfa gibi kritik yerleşim merkezlerinin savunmasında aktif rol oynayan sistem, İsrail’in füze savunma stratejisinin merkezinde yer alıyor.
İsrail’de Kaç Tane Demir Kubbe Var?
İsrail'in en çok merak edilen konularından biri de sistemin sayısı. Güvenlik kaynaklarından edinilen bilgilere göre, ülkede aktif olarak konuşlandırılmış 10 ila 11 adet Demir Kubbe bataryası bulunuyor. Bu bataryalar, İsrail genelinde stratejik alanlara yayılarak yaklaşık 150 kilometrekarelik alanları kapsayacak şekilde yerleştiriliyor.
Her Bataryada Kaç Fırlatıcı Bulunuyor?
Her Demir Kubbe bataryasında 3 ila 4 adet fırlatıcı yer alıyor. Bu fırlatıcıların her biri, 20 adet Tamir önleyici füze taşıma kapasitesine sahip. Böylece sistem, eş zamanlı olarak birçok hedefi tespit edip, farklı yönlerden gelen roket saldırılarına aynı anda müdahale edebiliyor.
Ne Kadar Başarılı?
Demir Kubbe'nin etkinliği, dünya genelinde savunma uzmanları tarafından sıkça analiz edilen konular arasında yer alıyor. İsrail Savunma Bakanlığı'nın verilerine göre sistem, bugüne kadar binlerce kısa menzilli roketi başarıyla etkisiz hale getirdi. Özellikle yerleşim yerlerini hedef alan saldırılarda yüzde 85 ila yüzde 90 arasında başarı oranına ulaştığı belirtiliyor. Bu durum, sivil kayıpların azaltılmasında kritik bir rol oynuyor.
Uluslararası İlgiyi de Üzerine Çekti
Demir Kubbe yalnızca İsrail sınırları içinde değil, uluslararası savunma politikalarında da dikkatle takip edilen bir sistem haline geldi. ABD başta olmak üzere bazı NATO ülkeleri de benzer sistemleri kendi savunma altyapılarına entegre etmek için çalışmalar yürütüyor. Özellikle şehir merkezlerine yönelik roket saldırılarına karşı verdiği yüksek başarı oranı, Demir Kubbe’yi askeri teknoloji açısından ön plana çıkarıyor.
Son Gelişmeler Işığında Önemi Artıyor
İran ile İsrail arasındaki gerilim tırmanırken, füze ve roket tehditlerinin artmasıyla birlikte Demir Kubbe’nin önemi daha da artmış durumda. Son haftalarda yaşanan gelişmeler, İsrail’in hava savunma kapasitesinin test edildiği kritik dönemlerden biri olarak değerlendiriliyor. Bölgedeki istikrarsızlık sürdükçe, bu sistemin etkinliği ve kapasitesi kamuoyunun takibinde olmaya devam edecek.
Demir Kubbe, günümüzde teknolojik gelişmelerin savunma alanına yansıyan en çarpıcı örneklerinden biri olarak, hem askeri hem de stratejik olarak önemini koruyor. Yaşanan her yeni kriz, bu sistemin ne kadar kritik bir savunma aracı haline geldiğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
